Berlin’de INTA* Pride Gerçekleşti: Görünürlük, Dayanışma ve Kendi Kendini Belirleme Kutlandı
Berlin’de 30 Ağustos’ta düzenlenen INTA Pride* (eski adıyla TIN* Pride), interseks, non-binary, trans ve agender bireylerin kendi kaderini tayin etme hakkını savunan gösterilerle gerçekleşti. “Biz varız” sloganıyla yola çıkan yürüyüş, cis-binary cinsiyet normlarının ötesindeki tüm bireyleri sokaklarda görünür kılmayı hedefledi.
Yürüyüş Rotaları ve Etkinlikler
Gösteri, Alexanderplatz’dan başladı ve Karl-Marx-Allee ile Frankfurter Allee boyunca Rathauspark Lichtenberg’e ulaştı; Frankfurter Tor’da sona erdi. Yol boyunca ve bitiş noktasında konuşmalar, performanslar ve kutlamalar yapıldı. Etkinlik, aynı zamanda artan trans karşıtı söylem ve eylemlere karşı bir protesto niteliği taşıdı.
Organizasyon ekibinden Zhenja Funuatsu, etkinliğin topluluk temelli bir kolektif ruhla yürütüldüğünü belirtti:
“Her sesin eşit derecede önemli olduğu, açık ve kolektif bir yapıya sahibiz. Katılmak ve katkıda bulunmak isteyen herkes için alan açıyoruz ve tüm kararları birlikte alıyoruz.”
Uluslararası Dayanışma ve Sanat
Bu yıl INTA* Pride, Queens Against Borders (QAB) platformu ile iş birliği yaptı. Arapça konuşan ülkelerden göçmen ve mülteci queer/trans sanatçıların sahne aldığı etkinlikte, oryantal dansçı The Darvish, drag sanatçıları Sam Day ve Godxxx Noirphiles ile Ganalı müzisyen Angel Maxine sahne aldı. Rap performansları ve DJ setleriyle festival, izleyenlere unutulmaz anlar yaşattı.
House of Living Colors kolektifi kurucusu Godxxx, etkinliğin çeşitliliğini vurguladı:
“Bu sadece bir gösteri değil; Siyah, ikili cinsiyetli olmayan bireylerin ve trans BIPoC topluluklarının deneyimlerini görünür kılan bir platform.”
Libyalı trans aktivist ve sanatçı Kylie Divon ise mitingleri yönetti. Divon, Almanya’daki trans ve Arap topluluklarının yaşadığı deneyimleri aktararak katılımcılar için güvenli bir alan oluşturmanın önemine dikkat çekti:
“Benim için en önemli şey, insanların deneyimlerini paylaşabilecekleri ve başkalarından ders çıkarabilecekleri güvenli bir alan yaratmak. Ancak o zaman gerçek bağlar kurulabilir.”
Dayanışma ve Hak Mücadelesi
Organizasyon ekibi, sadece seks işçileri, engelli bireyler ve ötekileştirilmiş gruplara değil, aynı zamanda sömürgecilik ve ırkçılık karşıtı duruşa da vurgu yaptı. Etkinlik, dünya genelindeki BIPOC toplulukları ve Filistin kurtuluş hareketi ile dayanışmayı da içerdi.